Artboard 1

Pozisyon Alma: “Resm-i Geçitten Geçit Resmine”

 

Fotoğrafik, siyah beyaz 11 kişilik bir futbol takımı, bire bir insan ebatlarında, 7’si ayakta 4’ü çömelmiş pozda. Nerdeyse mekanın bir duvarının yüzeyini boydan boya kaplamış. Kalemle, 1967 Kandu/Çanakkale Futbol Takımı’na gönderme yapan bir not. Bu resimden birkaç metre öne doğru gelmiş, elinde topla tek bir figür, orta sahaya çıkmış. Bu figür arka resimde çömelmiş pozisyondaki kalecinin ta kendisi ve duvarlardaki her bir işin imza sahibi Emin Çizenel.

Burada somut figürler ile verilmiş ipucu, imgenin refere ettiği “gerçek” ve onu temsil eden bir diğer işaret olan imza, nerdeyse tüm serginin anahtar noktası gibi durmakta. Ancak daha en başından, izleyiciyi bu oyunun sahasına çekerken, kalecinin ofansta mı yoksa defansta mı olduğunun belirsizliği, izleyiciye aktif bir rol biçerek onu da pozisyon almaya yöneltmektedir.
İzleyicinin takım karşısında aldığı pozisyon, bir taraftan karşı takımın pozisyonu olabilecekken, fotoğrafı çeken veya izleyici pozisyonu olabilirliği de işi çetrefilleştirmektedir. Sergide ‘oyun’ ve ‘oyunbazlık’ sadece bu sahanın gerçeği değil, genel olarak Çizenel’in kurguladığı dilin kendisi olmuştur. “Kayıtdışı Takımlar” ise, sergisi içerisinde yer alan “Gold Parade”/”Altın Geçit Resmi” veya “Resm-i Geçit”, Çizenel’in bir başka ironik dokunuşu.

Gold Parade/Resm-i Geçit, serginin toplamı içerisinde bir diğer seri olarak organize olurken, kayıt dışılığı resmileştiren bir başka unsur olarak da düşünülebilir. Veya “Geçit Resmi” olarak algılanırsa; hareket halinde olan bir yürüyüşün durağan resmi olarak da kayıtlara geçebilir. Bu seride yer alan resimler altın ağırlıklı olmakla birlikte, tekrar eden form ve çizgilerin ritmik bir akışkanlık olarak harekete işaret ettiklerini de gözlemleyebiliriz.

detay “kayıtdışı takımlar” kağıt üzerine yağlıboya, 205x283cm, 2017.Burada altın, futbol oyununa veya daha başka yarışmalar/maçlarla da ilişkilenecek olursa, altın konseptinin yarışma ödülü olduğunu ve aynı zamanda bunun bir onaylama olduğunu da bize hatırlatmaktadır.

Altın ile bezenmiş veya dokunulmuş bu resimlerdeki tekrar edilmiş formlar ise, Çizenel’in “Kayıtdışı Takımlar”ının soyutlaştığı noktadan itibaren vücut bulduğu üçgenlerle ilişkilenmektedir. Buradaki üçgenlerin çıkış noktası da yine ilk fotoğrafik resimde olduğu gibi portre konseptiyle ilişkilenmektedir. Terzilerin diktikleri elbiselerden arda kalan parçalardan yapılmış üçgenler, Çizenel’in resimlerinde farklı bir bakış açısıyla, orijinal ideasından farklı bir pozisyona getirilerek, her bir üçgenin yaşamış bir kişiye ait olma olgusunu ortaya çıkarmaktadır. Burada bu üçgenler sadece birer bez parçası olmaktan öte, birer soyut portreye dönüştürülmüş ve kompoze edilme biçimlerine göre, çoğul veya tekil kalabalıkları veya kişileri temsil etmeye başlamışlardır. Çizenel’in üçgenleri zaman zaman tuvalden veya elbiselik parçalardan oluşurken, kişisel not kağıtlarından zarflara, veya boyadan, çok daha 3 boyutlu malzemelere kadar kendilerini var ederken, anlam yükünü ağırlaştırmayacak, plastik çözümlemelerin önüne geçmeyecek, bir tutum izlemektedir.

“Altın Geçit Resmi” diye adlandırılan resim serisinde de, ‘Kayıtdışı Takımlar’ın diğerlerinde de, tekten çoğula geçen her bir resim, fotoğrafik olarak kaydedilmiş somut resimlerden farksız bir biçimde karşımıza çıkmaktadır.

Kayıt dışılık, tanınmamazlık veya belgelenmemişlik, bellek oluşturmaya, var olmaya kem vuracakken, yer yer mühürlerin belirmesi, altın dokunuşlarla zenginleşmesi, imzaların ve zaman zaman notların yüzeylerde otorite sağlaması, ve sanatçının kendi portresini ayakta bağımsız bir biçimde pozisyona sokmasıyla kayıt dışılığı resmileştirmek, veya resmi olmayanı kaydetmek gibi bir ironi de yaratmaktadır.

Emin Çizenel’in bu sergisinde ilk kez bir portre tam da odak olurken, bunun kendi portresi olması da onun ilk kez, sanatını açıkça metaforik olarak kendine tuttuğu bir boy aynası olarak görüyoruz.

Sergiyi Ağustos 2021 sonuna kadar Art Rooms galeride sergiyi izleyebilirsiniz.

Anber Onar

Akademisyen Giriş Öğrenci Giriş