Screen Shot 2021-09-21 at 10.26.30

Perspektif Bağlamında İnsan Gözü ve Kamera Arasındaki İlişki

 

Resim üreten insan gözü ve kamera arasında bazı benzerlikler bulunmaktadır. İnsan gözü küre şeklinde olduğundan, görüntü düzlemde değil küre üzerinde, retinada toplanır. İnsan gözü ovaldir. İnsan gözünde bu görevi kornea ve oculus gerçekleştirir. İnsan gözü, muazzam bir “cihazdır”. Gözlerimiz uzaktaki veya karanlık ya da aydınlık ortamlardaki nesneleri daha net görebilmek için, kolayca kendini ayarlar. İnsan gözünde, mercek ve retina arasındaki mesafe sabittir. Düz ileriye bakıldığı zaman, insan gözünün her biri burundan 95 derece açıya kadar görebilir. Her merceğin aynı mesafede görebileceği aynı nesne, odak uzaklığına göre değişir. Perspektif, iki boyutlu bir yüzeye üç boyutlu bir görsel efekt vermek için nesnenin görünümünün ve boşluğunun belirli yöntemler kullanılarak kağıt üzerine aktarılmasıdır. Kameralarda, lens, belirli bir alanının görüntüsünü odak noktasında toplayabilir.

Bu raporu yazmaktaki amacım, fotoğraf ve video sanatçılarının sanatlarını yaparken kameradan önce gözlerini nasıl kullandıklarını ve kendilerini kullandıkları ekipmanlara nasıl entegre edip onları nasıl kullandıklarını anlatmaktır. Bu biraz bakmak ve görmek arasındaki fark gibidir. Görsel sanatlarla ilgilenen bir çok sanatçı “görmek” terimini kullanmaktadır. Bu terimi kullanmak üzerine değindim ve bunu en iyi şekilde açıklamayı hedeflemekteyim.

Perspektif Bağlamında Göz ve Kamera Arasındaki İlişki

Herhangi bir canlının görüş alanı ile ilgili olarak tek ve evrensel bir cevap vermek zordur; çünkü her topluluk içinde geniş bir çeşitlilik vardır ve bu nedenle bu aralıklar kişiden kişiye önemli ölçüde farklılık gösterebilir. Ancak bazı deneylerin sonucunda, genel bir yapı oluşturmak mümkündür. İnsan gözü ovaldir. Açıları yatay olarak 178 derece, dikey olarak da 135 derecedir.  Dikey görüş açıları 60 derece yukarıya, 75 derece de aşağıyadır. Düz ileriye bakıldığı zaman, insan gözünün her biri burundan 95 derece açıya kadar görebilir. İnsan gözü, muazzam bir “cihazdır”.

Gözlerimiz uzaktaki veya karanlık ya da aydınlık ortamlardaki nesneleri daha net görebilmek için, kolayce kendini ayarlar. Mükemmel resimler çekebilmek için, aynı ayarlamalar kameralarda da yapılmalıdır. Resim üreten insan gözü ve kamera arasında bazı benzerlikler bulunmaktadır.

Bir nesnenin net bir resmini oluşturmak için nesneden gelen ışık, ışığı algılayan bir yüzeye odaklanmalıdır. İnsan gözünde bu görevi kornea ve oculus gerçekleştirir. Bir kamerada, mercek aynı şekilde görev yapar. İnsan gözünde, mercek ve retina arasındaki mesafe sabittir. Bu amaçla lens, net bir görüntü elde etmek için bir nesnenin mesafesi değiştikçe kaslar sayesinde şekil değiştirir. Kaslar rahatladığında, lens daha düzdür ve kasıldıklarında, yuvarlaklığı artar. Böylece ışığın kırılma oranı çeşitlilik gösterir.

Kameralarda, lens, belirli bir alanının görüntüsünü odak noktasında toplayabilir. Bu bölgenin filmin düzlemine veya sensörüne düşen merceğin oluşturduğu kısmını gösteren açıya merceğin görüş açısı denir. Odak mesafesi ne kadar yüksek olursa, görüş açısı da o kadar küçük olur. Kameralar kullandıkları merceklere göre belirli bir açıda çerçeve oluştururlar. Her merceğin aynı mesafede görebileceği aynı nesne, odak uzaklığına göre değişir.

Perspektif, iki boyutlu bir yüzeye üç boyutlu bir görsel efekt vermek için nesnenin görünümünün ve boşluğunun belirli yöntemler kullanılarak kağıt üzerine aktarılmasıdır. Nesneler ve mekanlar farklı perspektiflerle çeşitli görüntüler oluşturabilir. Kısaca anlatmak gerekirse, nesneler uzaklaştıkca gerçek görüntülerinden daha küçük ve daha farklı bir görüntüye sahip olurlar.  Bu farklılaşma hem perspektif bilimi ile hem de optik ve matematik olarak çizim ile ifade edilebilir.

İnsan gözü küre şeklinde olduğundan, görüntü düzlemde değil küre üzerinde, retinada toplanır. Kabaca merkezde düz, çarpık bir perspektife sahip 2 derecelik bir segment görüyor.

Görüntü  Perspektifinin Ezberlenmesi

Hafıza hem bir bireye hem de bir topluluğa ait olabilir. Hafıza, anlam açısından hem değerli hem de hatırlanmaya değer şeylerin toplamıdır. Tüm geçmiş hatırlanamaz, bazı şeyler unutulur gider. (Al, 2015, p.27)

İnsanlar unutursa, görüntü değersiz olur çünkü ne kadar olduğunu görmek ve resmin gerçeği ne kadar açığa çıkardığını görmek zordur. Bu noktada, insanoğlu ve onun hafızası son derece önemlidir. Ancak hafıza, önemli gördüğü şeyleri muhafaza eder ve diğer insanları, yani önemsiz olduğunu düşündüğü şeyleri unutur. Ancak bir resim onu unutulmaz kılar ve istisnasız her şeye değer katar. Yani gösterilen her şey unutulmaz olur.

İnsan hafızası burada devreye girer. Hafıza, görüntüyü hatırlamaya çalışır. Sanatçının bu noktadaki avantajı, hafızayı nasıl kullanacağını öğrenmektir. Kameranın görüntüyü yakaladığı açı, mesafe, ışık yoğunluğu ve benzeri şeyler sanatçının gözünde canlanabilmesi için hatırlanmaktadır.

Görüntü görülüp görülmeme olasılığını içerir. Böylece “görünür olmak var olmaktır, görünmez olmak var olmamaktır.” (John, 2008, p.223) Fotoğraf ve video sanatçılarının görme biçimine değinecek olursak, Berger’in bu yorumunu ele alalım; görsel hafızanın ne kadar güçlü ve bilgili olduğunu meydana çıkarır. Örneğin, bir kameraman çekime başlamadan önce, çekim yapacağı alanı gezer ve keşfeder. Hangi açıları kullanacağını gözünde canlandırır. Bunu yapmak, görsel hafızanın tamamını gerektirir çünkü kameraman hangi merceği kullanması gerektiği ve bunun kamera üzerinde nasıl olacağı konusunda yeterince eğitimli ve deneyimlidir.

İşte insan gözü ve kamera arasındaki ilişki, tam bu noktada ortaya çıkar. Sadece video ile sınırlı kalmamalıdır. Aynı eğitim ve deneyim çizim, fotoğrafçılık ve hatta grafik tasarım için de gerekmektedir. İşte sanatçıların “görmek” deyimi burada ortaya çıkar.

Sonuç olarak, perspektif bağlamında incelediğimiz insan gözü ve kamera arasındaki ilişki yüzeyde yukardaki noktalardan oluşmaktadır.

Perspektif bağlamına göre görsel sanatlarla ilgilenen sanatçılar hafızalarını yine görseller kullanarak geliştirirler. Bu şekilde, “görmek” perspektiflerini açılara bakmak için ve kendi deyimleriyle görsel hafızalarını geliştirmek için kullanırlar.

Kamera, çizim ve resim ile ortaya çıkan önizleme “görme” eylemi gerçekleştikce oluşur. Aslında görsel hafızadan bahsetmek gerekir. Ancak bu bağlamdaki ilişki raporun içeriğiyle sınırlıdır.

Bu konu saatlerce, sayfalarca anlatılabilen bir konudur. Özet olarak, bu konuda hazırlanan rapora göre, bakmak yetersizdir, önemli olan görmektir. Ancak herhangi bir tecrübe, ezber ve görsellerden bir içerik yoksa, o zaman görmenin hiçbir anlamı yoktur.

 

ARUCAD Sanat Fakültesi 2. Sınıf Öğrencisi

Kerem Deniz Yağmur

 

Referanslar
Al, E. (2015). Göz ve kamera bağlamında görüntünün gerçeklik, iktidar ve bakış ile olan ilişkisi. İstanbul: Marmara University.
John, B. (2008). Ways of Seeing. Penguin Books Limited.
Comparing the Human Eye and a Camera.Retrieved December 4, 2020, from: http://physics.bu.edu/~duffy/semester2/c29_eye.html
Understanding Focal Length. Retrieved December 4, 2020 from Nikon:
https://www.nikonusa.com/en/learn-and-explore/a/tips-and-techniques/understanding-focal-length.html
The Perspective of the Eye. Retrieved December 5, 2020, from:
http://www.kameraarkasi.org/objektifler/insangozu/perspektif.html
Rudolf Arnheim. (1957). Film as Art. Retrieved December 5, 2020
Akademisyen Giriş Öğrenci Giriş